İktisat Tarihi

Ortodoks ve Heterodoks İktisat Ayrımı

İktisadın tarihi incelenirken önemle üzerinde durulması gereken bir konu da ortadoks
iktisat ve heteredoks iktisat ayırımıdır. Ortadoks iktisat deyimi Sovyetler Birliği
dağılıncaya kadar Batı ülkelerinde okutulan iktisat teorisini anlatmakta kullanılırdı. Bu
yüzden SSCB dağılıp dünya iki kutuplu olmaktan kurtulunca ortadoks teorinin evrensel bir
nitelik kazandığı söylenebilir. Ancak bunun yanında ortadoks teori ile heteredoks teori
arasında kapsam içerik ve kullanılan metodoloji arasında önemli farklılıklar vardır.
Günümüzde heteredoks teorinin uygulama alanından kalkmış olması ileride tekrar
uygulanmayacağı, öngörülerinin tamamen geçersiz olduğu anlamına gelmeyeceği gibi
teorik varlığını sürdürmesine de engel teşkil etmez.
Ortadoks iktisat bugün genel olarak benimsenmiş haliyle insan ihtiyaçlarına oranla kıt
olan kaynakların ortaya çıkardığı sorunları kendine araştırma programı olarak seçmiştir.
Bu sorunları, üretim faktörlerinin alternatif kullanım alanları arasında dağılımı (allocation),
milli gelirin bölüşümü (distribution), ekonomik istikrarı (stability) ve milli gelirin
artırılmasını (growth) şeklinde dört ana gruba ayıran ortadoks iktisat, faktörlerin dağılımı,
hangi malların ve ne kadar üretileceği, ile milli gelirin nasıl bölüşüleceği konularını mikro
iktisat (micro economics) adı verilen iktisat teorisini inceleme konusu yapmıştır. Makro
iktisat ise istikrar ve büyüme konularını inceler. Burada inceleme konusu olan bireyler
değil, bütün ekonomidir. Gelir ve istihdam düzeyi, fiyatlar genel seviyesi ve büyüme hızı
makro iktisadın araştırma konularını oluşturur.
Heteredoks iktisat ise iktisadın araştırma programını ve yöntemini daha değişik bir
şekilde belirlemiştir. Marksist iktisat, Alman Tarihçi Okulu, Amerikan Kurumcuları ve
Post Keynezyenler Heteredoks iktisadın önemli temsilcilerindendir. Heteredoks iktisatçılar
İktisat biliminin sınırlarını genişletmeye ona sosyoloji, antropoloji, psikoloji, siyaset ilmi
ve tarih ilminden aktarmalar yapmaya yönelmişlerdir (Savaş, 1997:12-13).
Yukarıda açıklanan heteredoks teorinin en ileri gelen temsilcisi ve bilimsel
sosyalizmin kurucusu Karl Marks’tır (1815-1883) Karl Marks Marksist teorinin de
kurucusudur. Karl Marks’ın görüşlerinin oluşmasında kendisinden önce gelen sosyalist
düşünürlerin görüşlerinden yararlanmıştır. Bunlardan en önemlisi Klasik iktisada
eleştirileri ile tanınan Robert Owen’dir (1771-1858). Görüşlerinin şekillenmesinde en
önemli kişi ise devrinin ünlü filozofu George Hegel’dir (1770-1831). Hegel’in görüşleri
fert, devlet ve tarihsel değişme konularında Aydınlık çağını karakterize eden akılcılık
(rasyonalizm)felsefesinin tersi görüşlere sahipti. (Savaş, 1997:467).
Karl Marks düşüncelerinde sosyalizmi savunmaktan ziyade kapitalizmi eleştirmiştir.
Zaten en önemli eserinin ismi de Kapital’dir. Sosyalist görüş üretim araçları mülkiyetinin
topluma ait olması gerektiğini savunur. Bundan amaç gelir dağılımında eşitliğin
sağlanmasıdır. Bu sosyalist görüşün temelini oluşturur (Savaş, 1997:469).
Heteredoks Teorinin diğer bir temsilcisi de Tarihçi okuldur. 19. Yüzyılın ortalarından
itibaren Smith ve Ricardo tarafından temsil edilen iktisat teorisine karşı Almanya’da
şiddetli bir tepki ortaya çıktı. Bu tepkinin odak noktası bu egemen iktisat teorisinin sahip
olduğu felsefe ve kullandığı metot idi. Bu tepki sonradan Alman tarihçi okul adını almıştır
(Savaş, 1997:489).

İktisat Hakkında