İktisat Tarihi

İktisat Tarihi

İktisat Tarihi Para, Ekonomi, Ticaret ve iktisat tarihi

Türk Lirasının Tarihi Hikayesi, Eski Kağıt Paralar (Banknot) ve Bozuk Liralar Koleksiyonu



AKP hükümeti Türk Lirasından tam 6 sıfır attı ve Türk Lirası tekrar değer kazandı. Fakat daha önceleri durum nasıldı ve Türk Lirasına altı sıfır konulana kadar hangi kağıt paralar ve bozuk liralar kullanıldı! İşte Türkiye’nin tarihindeki eski paraları: Banknot ve Bozuk Liralar Hakkında Bilgi:
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 84 yıllık geçmişe sahip kağıt paralardan 1 milyonluk banknotla Türkiye 1995 yılında tanışırken, 1928 yılına kadar kullanılan Osmanlı evrak-ı nakdiyeleri ve 1948 yılına kadar kullanılan Osmanlı Bankası banknotları dışında, 9 emisyonda 24 farklı kupürde ve 126 tertipte kağıt Türk Lirası kullanıldı.

Ortodoks ve Heterodoks İktisat Ayrımı

İktisadın tarihi incelenirken önemle üzerinde durulması gereken bir konu da ortadoks
iktisat ve heteredoks iktisat ayırımıdır. Ortadoks iktisat deyimi Sovyetler Birliği
dağılıncaya kadar Batı ülkelerinde okutulan iktisat teorisini anlatmakta kullanılırdı. Bu
yüzden SSCB dağılıp dünya iki kutuplu olmaktan kurtulunca ortadoks teorinin evrensel bir
nitelik kazandığı söylenebilir. Ancak bunun yanında ortadoks teori ile heteredoks teori
arasında kapsam içerik ve kullanılan metodoloji arasında önemli farklılıklar vardır.
Günümüzde heteredoks teorinin uygulama alanından kalkmış olması ileride tekrar
uygulanmayacağı, öngörülerinin tamamen geçersiz olduğu anlamına gelmeyeceği gibi
teorik varlığını sürdürmesine de engel teşkil etmez.
Ortadoks iktisat bugün genel olarak benimsenmiş haliyle insan ihtiyaçlarına oranla kıt
olan kaynakların ortaya çıkardığı sorunları kendine araştırma programı olarak seçmiştir.

Merkantilizm

Ekonomik olayların bir bütün olarak bir biriyle ilişkili ve tutarlı olarak ele alınması
merkantilizmle başlamıştır. Merkantilizm “arz yönüne ağırlık veren” bir iktisat teorisi
idi(SAVAŞ, 1986:5).
İktisadın bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasında merkantilizmin önemli katkıları
olmuştur. Merkantilizmle birlikte iktisadi olaylarla ilgili yeni düşünceler geliştirilmiş, para,
faiz, dış ticaret, devletin iktisadi faaliyetlere müdahalesi, korumacılıkla ilgili yeni görüşler
ileri sürülmüştür.
Merkantilizm geleneksel olarak ele alındığında Avrupa iktisadi düşüncesinde 1500-
1800’lü yılları içine alır. Orta Çağı takip eden ve yaklaşık 300 yıl süren bu dönemde Orta
Çağın temel özelliklerini yansıtan “doğal” ekonomi anlayışı, feodalizm ve skolastizmi
tümüyle ortadan kalkmamış ve dönemin sonuna kadar bazı ülkelerde az, bazı ülkelerde
çok, etkisini göstermeye devam etmiştir.
Merkantilistler, Orta Çağ düşüncesini reddedip onun yerine daha akılcı (rasyonel)

Klasik İktisat

Modern iktisat bilimine dayanak oluşturan klasik iktisat teorisi arz ağırlıklı bir teoridir.
Klasik iktisat düşüncesi kendisinden önceki teorilerin aksine bireye ve bireysel
girişimciliğe önem vermiş ve bu yüzden bireyin faaliyetlerini sınırlayıcı olarak gördükleri
devlete çok az görev yüklemişlerdir.
Devlet müdahalesine karşı oldukları için, girişimci gücü kuracak olan piyasaya
herhangi bir müdahaleye izin vermemişler ve devletin görevlerini çok sınırlı
belirlemişlerdir. Klasiklerin devlete atfettikleri görev “jandarma devlet” görevidir. Zorunlu
bir fena olarak gördükleri devlet; güvenlik, savunma adalet ve diplomasi görevlerini yerine
getirecek ve hiçbir suretle piyasaya müdahale etmeyecektir. Devlet sınırlı bir alanda mal ve
hizmet üreteceği için harcamaları da bu çerçevede sınırlı kalacak ve bu harcamaların
finansmanında özel kişi ve kuruluşlardan az miktarda vergi alacaktır (Eker ve Diğ. 1994 :.
22).

Neo-Klasik Teori

19. yüzyıl ortalarına gelinceye kadar Klasik Teori çeşitli eleştirilere rağmen egemen
iktisadi düşünce olarak varlığını sürdürmeyi başarabilmiştir. Ancak bu tarihlerden sonra
Klasik Teoriye bazı eleştiriler getirilmiştir. Bu eleştiriler daha çok uygulamada ortaya
çıkan fakat teoride öngörülen görüşlerden farklı sonuçlarla ortaya konmuştur. Mesela
Malthus’un nüfus teorisi böyledir. 1850 ve 1860’lı yıllar hem nüfusun hızla arttığı ve hem
de tarım üretiminin önemli ölçüde iyileştiği bir dönem oldu. Bu durum Malthus’un nüfus
teorisine duyulan güveni hemen tümüyle yok etti. Hızlı nüfus artışıyla birlikte işçi sınıfının
yaşam standardında meydana gelen yükselme Malthus’un teorisine olan güveni ortadan
kaldırmıştır.
Bunların dışında bu yıllarda hız kazanan sanayileşme ve kentleşme, beraberinde pek
çok sosyal problemi de getirmiştir. Uzun çalışma saatleri, sağlığa zararlı çalışma koşulları,
çocuk ve kadın işçilerin çalıştırılması, sendikaların kurulup gelişmeye başlaması,

Barker Raporu

Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası Tarafından hazırlanan James Barker öncülüğündeki tarıma destek verilmesini öneren rapordur.

Bu planlamalar ile yeni bir sistemin içine giren Türkiye 1960 yılına kadar bu desteklemeler ile gelmiştir. 1960 yılında Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuş ve ”Karma Ekonomi düzeni içinde plan, kamu sektörü için emredici, özel sektör için özendirici nitelikte olacak” ilkesi benimsenmiştir. 1980 yılına kadar uygulanan bu politikalar, 1980 yılında petrol fiyatının yükselmesi, döviz ihtiyacının artması 24 Ocak Kararlarını getirmiştir.

Ekonominin (Terimleri) Temel Kavramları

İhtiyaç : Ekonominin tanımında geçen “ihtiyaç” ekonominin uğraşı alanlarını da belirten bir kavramdır. İhtiyaçlar bir eksiklikten doğar ve bu eksikliği gidermek için istek uyandırırlar. İnsan ihtiyaçları çok çeşitlidir. Bir an için her birimizin ihtiyaçlarını düşünürsek, hemen uzun bir liste çıkarmak mümkündür. Elimizde olduğunu varsaydığımız ihtiyaç listemizin çok büyük bir kısmının para karşılığı giderilebileceğini görürüz. Acaba bu ihtiyaç listesinde genel bir sınıflandırma yapmak mümkün müdür ? Bundan önce ihtiyacın tanımını yapalım.

İhtiyaç : Kişinin organizma ve düşünce alanında eksiklik duyduğu her şeydir. İhtiyaçlar ikiye ayrılır

1 – Birincil ( Temel) ihtiyaçlar, barınma, yiyecek, giyecek, soluma gibi

2 – İkincil ( Diğer ) ihtiyaçlar, sosyal ihtiyaçlar, arkadaşlık, statü, estetik,gibi.

Ticaretin tarihi ve kültürü üzerine

Tarih boyunca cereyan eden kültürler arası ilişkilere ekonomi perspektifinden bakmak için...Ticari hareketler, ekonomik ilişkiler ve bunların dünya tarihi açısından sonuçlarını kapsayan eserlerin sayısı azdır. En azından popüler dille yazılmış ve daha çok ticari tarihi anlatanların. Günümüzde, özellikle de Türkiye’de tarih yayıncılığı son derece revaçta ancak bunların çerçevesi yakın tarih ve Osmanlı tarihiyle sınırlı kalıyor. Philip D. Curtin’in, ‘Kültürlerarası Ticaret’ adlı çalışması ise bu çerçevenin dışına çıkabilmiş, tarih boyunca cereyan eden kültürler arası ilişkilere ekonomi perspektifinden bakabilen boyutuyla dikkati çekiyor. Bu özgün niteliğine rağmen kitap aslında bir dünya ticaret tarihi de değil. Çalışmada, tarım ve ticaret devrimleri arası dönemde, farklı zaman ve mekânlarda, ticari uygulamaların aldığı şekiller inceleniyor. John Hopkins üniversitesinde tarih profesörü olan yazar Curtin, kitabına ticaret diaspoları ile başlıyor.

Para çeşitleri nelerdir?

1-MAL PARA: malın malla değiş tokuş edildiği ilkel toplumlarda değişim ölçüsü olarak tuz tütün deri kurutulmuş balık ve hayvan başı gibi değeri olan mallar kullanılmıştır.

2-MADEN PARA: “Altın ve gümüş sikkeler”in para olarak kullanılmasıdır. Bu iki değerli metalin diğer mallara göre kıt olması, çabuk bozulmaması ve değer kaybetmeden küçük parçalara bölünebilmesi “mal para”dan “maden para”ya geçişi kolaylaştırmıştır. Altın ve gümüş para, bu aşamada mal değerine eşit bir nitelik göstermektedir. Osmanlı imparatorluğunun ilk döneminde 1314 yılından “akçe” adı verilen, 1,5 dirhem ağırlığında gümüş para basıldı. İlk altın para ise, Fatih Sultan Mehmet zamanında tedavüle çıkarıldı.

Ekonominin Tarihi

İnsan oğlunun yeryüzünde yaşama başlamasından itibaren çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için, üretimde bulunmak ticaret yapmak ve elindeki ürünleri korumak gibi, esas itibariyle ekonomik karakterli çeşitli faaliyetlerde bulunduğu kuşkusuzdur. İktisat teorisinin nasıl doğduğu ve geliştiği iktisadın tarihinin nereden başladığı tartışmalı bir konudur. Kimileri bunu eski Yunan’da kimileri Eski Çin’de, Kimileri de Eski Mısır Uygarlığı’ndan başlatır. Ancak bazı yazarlar da Yeni Çağa kadar hiç kimsenin iktisat literatürüne bir katkısı olmadığını iddia eder.

Bu iddiaya göre iktisadın tarihi 1776’da Adam Smith’in yazdığı “Milletlerin Zenginliği” kitabı ile başlar. Schumpeter bu görüştedir. Çünkü ona göre İktisat Bilimi hakkında genel bir görüş birliğine bu dönemde varılmıştır.

Buradan anlaşıldığı üzere iktisadın başlangıç tarihi hakkında iki temel ayırım söz konusundadır.

Parayı ilk kullanan devlet

Lidyalılar Anadolu’nun batısında Gediz ve Menderes ırmakları arasında kalan bölgeye İlkçağda Lidya, bu topraklarda oturanlara Lidyalılar denilmiştir. Hint – Avrupalı bir kavim olan ve doğudan Anadolu’ya gelen Lidyalılar önce Hititlerin daha sonra da Frigyalıların egemenliği altında yaşadılar. Dilleri, Hitit dili ile benzerlik göstermektedir.

Lidyalılar, Frigyalıların yıkılmasından sonra Kral Giges zamanında bağımsız bir devlet kurdular (M.Ö. 687).

Lidyalıların başkenti, dönemin en büyük ve zengin kentlerinden olan Salihli yakınlarındaki Sardes (Sard)’dır.

Giges, devletin sınırlarını genişletti. Doğu sınırları Kızılırmak ırmağına kadar uzandı.

Kimmerlere karşı Asurlularla işbirliği yapmışlar ve bunun sonucunda Kral Yolu Asur’a kadar uzanmıştır.

Kral Alyattes zamanında Medlerle savaş yapıldı. MÖ 585 yılında barış yapılarak, Kızılırmak iki devlet arasında sınır oldu.

Osmanlı’da ilk para basımı

Osmanlılarda Darphane Emini, kubbe vezirlerinden ve defterdarlardan tayin edilmekteydi. Para basmayla ilgili yayınlanan bir tamimde:

Sanayi Devrimi (18 – 19. Yüzyıl)

Sanayi Devrimi, feodal dönemde başlayan, merkantilizm ile devam eden çalışan – çalıştıran akımının profesyonele dönüştüğü dönemdir. İlk olarak yeni buluşların ortaya çıkması ve iş gücünde makineleşmenin başlaması ile ortaya çıkmıştır. İngiltere’de buharlı makineler ile çalışmaya başlanması ile yine tüm Avrupa’ya yayılmış bir akımdır. İngiltere’de temelleri merkantilizm döneminde atılmıştı. Diğer Avrupa devletleri düzeni kurup, yeni refahı sağlamaya çalışırken İngiltere yeni sistemlerin temelini atıyordu. Hızlı nüfus artışı, tarımdaki gelişimler, yaşam standartlarındaki yükselme, sömürgecilik başlıca sebeplerini oluşturur. Aynı zamanda klasik dönemin içinde yaşandığı dönemdir.

Günümüzde Bankacılık ve Ticaret

Dünyadaki bütün insanlarda artık banknot ticaretin genel değeri olarak yerini almış durumdadır, bu durum insanların ekonomisinin tek-elden yönetimini oluşturmuştur. İnsanların ekonomik güçleri bankalar ile sürekli kontrol edilebilir durumdadır. Ekonomik gücünün kendisinde olmasını istiyen insanlar ellerindeki ekonomik birikimlerini “gram altın” olarak tutmaktadırlar, ancak ticaret yapma ihtiyacı halinade bu altınları banknot haline dönüştürmek için tekrar bir dönüşüm karı alınması ile altın birikimlerinin bankaların konrtolundaki banknotlar ile yapılması sayesinde bankalarca kısmende olsa konrtol altında tutulmaktadır.