İktisat Tarihi

tarih

Ticaretin tarihi ve kültürü üzerine

Tarih boyunca cereyan eden kültürler arası ilişkilere ekonomi perspektifinden bakmak için...Ticari hareketler, ekonomik ilişkiler ve bunların dünya tarihi açısından sonuçlarını kapsayan eserlerin sayısı azdır. En azından popüler dille yazılmış ve daha çok ticari tarihi anlatanların. Günümüzde, özellikle de Türkiye’de tarih yayıncılığı son derece revaçta ancak bunların çerçevesi yakın tarih ve Osmanlı tarihiyle sınırlı kalıyor. Philip D. Curtin’in, ‘Kültürlerarası Ticaret’ adlı çalışması ise bu çerçevenin dışına çıkabilmiş, tarih boyunca cereyan eden kültürler arası ilişkilere ekonomi perspektifinden bakabilen boyutuyla dikkati çekiyor. Bu özgün niteliğine rağmen kitap aslında bir dünya ticaret tarihi de değil. Çalışmada, tarım ve ticaret devrimleri arası dönemde, farklı zaman ve mekânlarda, ticari uygulamaların aldığı şekiller inceleniyor. John Hopkins üniversitesinde tarih profesörü olan yazar Curtin, kitabına ticaret diaspoları ile başlıyor.

Devamını oku

Neo-Klasik Dönem (1950 Sonrası)

Alfred Marshall’ın ileri sürdüğü bu sistem piyasanın sağlayamadığı optimum dengenin olabildiğince minimum seviyede devlet müdahalesi ile sağlanacağını savunmuştur. Yatırımı yapacak devletin daha özgür hareketini savunur ve denk bütçe değil de, yatırım için gerekli ise açık bütçe taraftarıdır. Bu dönem savunduğu düşünce sebebiyle IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumların oluşmasına neden olmuştur. Bu örgütlerce planlamalar, yardımlar ve kalkınma olanakları sağlanır.

Devamını oku

Keynesyen Dönem (19. Yüzyıl)

John Maynard Keynes’in 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nın yaşanmasından sonra doğan sıkıntıları gidermek için ortaya çıkardığı görüştür. Klasik sistemin eksik yanlarını kapatmayı hedeflemiştir. Saf özelleşmede piyasa dengesizliklere yol açtığı için devlet müdahalesini öngörmüş, kamu yatırımlarını desteklemiştir. Vergi artırımı ile piyasayı sıkılaştırıcı planlar ortaya atmıştır. Nitekim durumların düzelmesinde başarılı olmuştur. Keynes, ekonomide kısa dönem politikalarını savunmuştur. Bu savunusunu: ”Uzun dönemde hepimiz ölmüş olacağız.” sözü ile desteklemiş, görüşlerini uygulamaya koymuştur.

Devamını oku

Merkantilizm (15 – 18. Yüzyıl)

Ekonomik süreç devlet idaresine dayanır. Politika ekonomi ve devletin birlikte büyümesini amaç edinmiştir. Zenginliğin en büyük kriteri hazinenin büyük olması idi. Temel ilke dış alım az, dış satım çok üzerine kurulmuştur. Devlet ve tüccarlar kıymetli madenler üzerine kurulu bir sistemi beraberinde getirmektedir. Madenlerin azalışı yerine efektif sermayeye bırakınca bu durum, kötü para iyi parayı kovar anlayışının benimsenmesine yol açmıştır.

Merkantilist sistemdeki bu ticaret benimsenişi serbest piyasanın habercisi olma özelliğini taşımaktadır. Bunun temelleri merkantilist sisteme geçildiği ilk zamandan beri İngiltere’de atılmaktaydı. Serbest piyasa düzeni ise klasik ve neo-klasik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Devamını oku

Feodalizm (11 – 15. Yüzyıl)

Avrupa’da bir hayalet hüküm sürmekteydi. Monarşinin doruklarda olduğu; kral, asiller, ruhban sınıfı, burjuva ve köylüler olmak üzere, çağına oturmuş bir sistem hüküm sürmekteydi. En alt tabakadaki köylü sınıfı emeğini karın tokluğu karşısında krallara verirdi. Kendi topraklarını yahut kralın topraklarındaki gelirle krala bahşedilirdi. Hiyerarşik düzen derebeylik sistemi ile devam ediyordu. Bu durum ticaret anlayışının yayılmasına kadar devam etmiştir ve ardında gelen merkantilist sistem feodalizmin yerini almakta gecikmemiştir.

Devamını oku

Tarihte ilk para ne zaman kullanılmıştır?

Tarihteki ilk madeni para basımının M.Ö VII. Yüzyılda Anadolu’da Lidyalı’lar tarafından yapıldığı bilinmektedir. Tarihteki ilk madeni para olma özelliği taşıyan Lidya parası, darp suretiyle basılmıştır. Sabit bir alt kalıp üzerine konan madeni pula hareketli bir üst kalıp yerleştirerek, bir çekiçle vurmak suretiyle darp gerçekleştirilmiştir. Tarihteki ilk madeni para basım yerinin Anadolu olması özellikle uygarlık gelişiminin göstergesi olarak oldukça önemlidir. Anadolu bu üstünlüğünü sürekli devam ettirmiştir. Dünyanın ilk büyük darphanesi Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul Simkeşhane’de kurulmuştur.

Devamını oku