İktisat Tarihi

Fizyokrasi

Fizyokrasi (Physiocracy) kelimesi, Fransızca “Phyiocrate” kelimesinden gelmiştir. Bu
kelimenin Yunanca aslından kaynaklanan anlamı “doğa yasası”dır. Fizyokratlar bir ilahi
iradenin evrensel ve aslında mükemmel olan bir “doğal düzen” ortaya koyduğu düşünceyi
benimsemişlerdir. Dünyada mevcut fiziksel düzen gibi sosyal düzen de vardır. Bu doğal
düzenin yasalarına uygunluk en yüksek mutluluğu sağlayacaktır.
Fizyokrasinin en ünlü temsilcisi ve kurucusu Francois Quesnay’dır (1694-1774).
Fizyokrasi merkantilizmin aksine Fransa’da gelişmiş bir düşüncedir. O dönemde
Colbertizmin beklenen etkiyi meydana getirememesi neticesinde Fransa’da huzursuzluklar
çıkmış ve bunu aşabilmek için fizyokrasi geliştirilmiştir.
Fizyokratlar fen bilimlerinde olduğu gibi sosyal olaylarda da bir nedensellik ilişkisi ve
düzenlilik ilkesi bulmak amacından yola çıkmışlardır. Bu dönemde iktisatla felsefe
arasında bir bağlantı kurulmuş, ve iktisat “Moral Felsefe”nin bir alt dalı olarak kabul
edilmiştir. Fizyokrat Felsefenin babası John Locke’dur. Locke’un “rasyonalizm” ve “doğal
düzen”e verdiği önemi Fizyokratlar da benimsemiştir (Savaş, 1997:226-228).
Ekonomide arz ve talep arasındaki dengesizliklerin geçici olduğunu ve bu
dengesizliklerin piyasa mekanizması içinde kendiliğinden giderileceğini, dolayısıyla müdahalenin gereksiz olduğunu savunmuşlardır. Fizyokratların iktisadi doktrinler tarihinde
ilk liberaller oldukları ileri sürülebilir. Ancak benimsedikleri liberalizm serbest piyasa
mekanizmasından çok doğal düzen anlayışına dayanmaktadır. Fizyokratlar tek verimli
faaliyet alanı olarak tarımı görmüşler ve ülkenin zenginliğini bu alandaki hasıla artışına
bağlamışlardır (Eker ve Diğ. 1994,1993 : 9-10). Fizyokratlar ekonomide doğal düzenin
tanrısal olduğunu ifade etmişlerdir (Alkin,1975: 26).
Fizyokratlara göre ekonomik sistemin temelini kişisel çıkar (self interest) ilkesi
oluşturur. Onlara göre insan her davranışın yarar ve zararlarını hesaplar ve diğer insanlarla
işbirliği yapmanın gereğini kabul eder. Ünlü sloganları “bırakınız yapsınlar bırakınız
geçsinler” (Laissez Faire, Laissez Passer) bu temel düşüncenin veciz bir ifadesi olmuştur
(Savaş, 1997:228).
Fizyokrasi merkantilist düşüncenin aksine serbestiden yana bir iktisadi görüştür ve
tarımsal üreticiyi ön plana çıkarmıştır. Bu daha çok o günün şartlarında Fransa’nın bir
tarım ülkesi olması ve tarım üzerindeki ağır vergiler ve tarımsal üretimin giderek
azaltılmasından kaynaklanmıştır. Tarımsal alanda devlet müdahaleleri o derece yoğundu ki serbestiyi savunan fizyokrat düşünce kendisine kolayca taban bulabildi. Hatta bazı
düşünürler fizyokrasinin Fransız devriminin hazırlayıcısı olduğunu savunurlar.
Sanayiinin yararını kısmen kabul eden fizyokratlar yine merkantilistlerin aksine
ticarete aynı gözle bakmazlar ve ticaretin gelişmesinden yana değildirler. Çünkü ticaret
mala karşı mal verilerek yapılan bir faaliyet olduğu için, bir değer oluşturmaz (Tekelioğlu,
1993: 41-42). Bu açıdan merkantilistlerle fizyokratlar arasındaki fark çarpıcıdır.
Merkantilistler hem ulusal hem de uluslararası ticaretin ulusal zenginliği artıran tek uğraş
olduğunu kabul etmiştir (Savaş, 1997:233).