İktisat Tarihi

Ekonominin Tarihi

İnsan oğlunun yeryüzünde yaşama başlamasından itibaren çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için, üretimde bulunmak ticaret yapmak ve elindeki ürünleri korumak gibi, esas itibariyle ekonomik karakterli çeşitli faaliyetlerde bulunduğu kuşkusuzdur. İktisat teorisinin nasıl doğduğu ve geliştiği iktisadın tarihinin nereden başladığı tartışmalı bir konudur. Kimileri bunu eski Yunan’da kimileri Eski Çin’de, Kimileri de Eski Mısır Uygarlığı’ndan başlatır. Ancak bazı yazarlar da Yeni Çağa kadar hiç kimsenin iktisat literatürüne bir katkısı olmadığını iddia eder.

Bu iddiaya göre iktisadın tarihi 1776’da Adam Smith’in yazdığı “Milletlerin Zenginliği” kitabı ile başlar. Schumpeter bu görüştedir. Çünkü ona göre İktisat Bilimi hakkında genel bir görüş birliğine bu dönemde varılmıştır.

Buradan anlaşıldığı üzere iktisadın başlangıç tarihi hakkında iki temel ayırım söz konusundadır.

-İktisat Bilimi Batı uygarlığının bir ürünüdür. Dolayısıyla Eski Mısır, Çin ve Babil gibi uygarlıkların iktisat bilimine bir katkısı yoktur.

-Daha bilimsel olan ikinci görüş ise; bu uygarlıklarda, dönemlerinde ciddi ekonomik gelişmeler olmasına rağmen, bu döneme ait iktisat bilimine ışık tutacak olan yeterli sayıda belge günümüze kadar ulaşamamıştır. Mesela; Çin’in gelişmiş bir para sistemi ve döviz kontrol sistemine, Mısır’ın planlı bir ekonomi modeline, Babil’in gelişmiş bir hukuk sistemi ile para ve kredi sistemine sahip olduğu tarih ve tarihçiler tarafından kabul edilmektedir.

Adam Smith “Ulusların Zenginliği” adlı kitabının yayım yılı olan 1776 tarihini iktisadi analizin doğuş yılı olarak kabulü gerektiğini bildirdikten sonra bu konu ile ilgili aşağıdaki düşüncesini izhar eder: “Ancak her klasik durum, kendinden önce gelen çalışmaları özetler veya birleştirir. Bu nedenle tek başına anlaşılmaları mümkün değildir.”

Bugünkü genel kabule göre iktisadın tarihi Eski Yunan’la, özellikle Aristo’nun fikirleriyle başlamıştır. Ancak tarih, “başlangıcı olmayan bir incelemedir.” Bu nedenle iktisadi düşüncenin insanlıkla birlikte var olduğunu düşünmek son derece mantıklı bir yaklaşımdır. Üstelik Eski Yunan Uygarlığı’ndan önce İ.Ö. 3000 yıllarında Eski Hindistan, Mısır ve Babil’de göz kamaştırıcı uygarlıklar olduğu bilinmektedir (Savaş, 1997:1-4).