İktisat Tarihi Para, Ekonomi, Ticaret ve iktisat tarihi
İnternet kullanımının dünya çapında yayılması, e-posta ve arama motoru pazarlamasını ortaya çıkardı. Artık yeni popüler olmuş blog’larda bile ürün reklamları yer alıyordu.
Sürekli dönüşen tüketici alışkanlıkları; internet sayesinde, tüketicilerin bir reklama tıklayarak ürün satın almaya başlamasını sağladı. Banner’lar ve aniden sayfada beliren reklamlar yaygınlaştı.
1900’lerin ortalarında, 300 milyon dolar olan reklam harcamaları; 2000’lerde üçe katlandı.
Milli gelir, toplumda yapılan üretimle elde edilen toplam varlıkların fert başına düşen miktarıdır. Milli geliri yüksek olan toplumların fertleri refah içinde yaşarlar. Bu nedenle kişilerin çalışıp, ürettikleri oranda toplumun ve fertlerin milli geliri yükselir. Üretilen malların iç pazarda tüketilmesi de Ekonomik açıdan yetersiz bir faaliyet olup milli geliri yükseltmede yetersiz kalır. Bu nedenle malların dış pazarlara satılması, yani ihraç edilmesi gerekir. Bir malın ihraç edilebilmesinin önemli iki şartı, malın kaliteli ve ucuz olması ile ülkenin uluslar arası satış kabiliyetinin olması gerekir. Ayrıca bir ülkenin iç pazarında kendi ürettiği malları tercih etmesi, yani diğer bir deyimle yerli malı kullanılması ekonominin gücünü ve ülkenin diğer ülkelerle rekabetini yükseltir.
Ekonominin dışa açılması, kamu kesiminin sınırlanması, enflasyonu kontrol altına alma ve yabancı sermaye teşviki amaçlanmıştır.
1990 yılında çıkan iki önemli sorun; İran – Irak Savaşı’nın sona ermesi ve sebebiyle 90 Körfez Krizi’nin oluşması yeni yaptırımları gerekli kılmıştır. Bu sorunlar yeni bir kararı, 5 Nisan Kararlarını beraberinde getirmiştir.
1950’lerin yarısından itibaren televizyon yavaş yavaş yaygınlaşmaya başladı. Bu gelişimle birlikte reklamcılığın altın çağı yaşanmaya başladı. Özellikle otomobil reklamlarının etkisiyle, otomobil artık bir statü sembolü haline geldi.
1949’da; restoranlarda, gelecekteki kredi kartlarının temelini oluşturan yemek kartları kullanılmaya başlandı. 1951’e gelindiğinde bu kartları 20 bin kişi kullanıyordu.
İkinci Dünya Savaşı sonrası ekonominin yükselişe geçmeye başladı.
1950’ler kapıdan satışın en parlak dönemiydi.
“Ekonomi” kelime olarak bütün dünya dillerine Grekçe oiko-nomos tan girmiştir. Evdekiler olarak tercüme edilebilir. Evin yönetiminden sorumlu olan insan, evde yeterince gıda, giyim eşyası, yakıt bulunmasını sağlamak zorundadır. Evi bir düzen içinde tutmak, ev halkının görevlerini yapabilecek ortamı sağlamak, zorundadır. Bir ev otomatik olarak kendiliğinden ya da cömert tabiatın şefkatli nimetleri sayesinde değil, “evdekiler” in gayretleri ve becerikli olmaları ile zenginleşir. Oiko-nomos sadece evdekilere değil şehir devletine uygulanmış, kadim, (en eski) klasik, ekonomi fikirlerinden sonra günümüz ekonomisine gelinmiştir.
Tarihten günümüze devlet anlayışları farklılıklar göstermektedir.Bunlar, eski devlet anlayışı ile modern devlet anlayışıdır. Eski Devlet anlayışına göre devletin görevi asayişi sağlamak, halkın geçimi için fetihler yapmaktır. Günümüzde bu şekli ile devam eden devletler yoktur. Modern devlet anlayışına göre; Devlet halkın yaptığı bir organizasyondur ve halkın eğitiminin yükseltilmesinden, sağlığından, adaletin eşit ve çabuk dağıtılmasından, gelir dağılımının adil olmasından,alınan kararlarda halkın söz sahibi olmasından öncelikle sorumludur. Bu görevleri üstlenen devlet önceleri, her türlü ekonomik faaliyetler içinde bulunur, Kamu sektörü de denilen devlet sektörü eli ile ekonomiyi düzenlerdi. Artık günümüzde devletin görevi her türlü ekonomik faaliyeti özel sektöre devrederek, devletin öncelikli görevi olan Sosyal Devlet niteliklerini öne çıkararak halkı mutlu etmektir.
2002’de cep telefonu yaygınlaşmaya başladı.
2005’de açılan Seattle merkezli Yelp’in sitesinde; 2009 yılı itibarıyla, 60.000 yorum yapıldı ve site, kent restoranlarının yüzde 70’ine ilişkin müşteri bilgisi sunar hale geldi.
2004’te kurulan Facebook 2009’da reklamlarda hedefleme özelliklerini duyurdu.
İçinde bulunduğumuz yıllarda artık internet kullanıcılarının yüzde 73’ü online yorumların satın alma kararlarını doğrudan etkilediğini söylüyor.
Yıl: MÖ.7’nci yüzyıl. Anadolu’nun batısında, büyük bölümde “Lydıa” denilen uygarlık egemenlik sürdürmektedir. Lydialılar: özellikle ege bölgesinde: dünyanın geri kalan ve bilinen bölgelerindeki halkları ile, büyük bir ticari faaliyet içindedirler ve bu faaliyetleri sonucunda zenginleşerek, gerek kültür ve gerekse ticari alanda büyük ilerlemeler kaydetmişlerdir.
Her ne kadar geniş bir alana yayılmış olsalar da, esas merkezleri: Gediz ve Menderes nehirleri arasındaki bölgedir ve zaten başkentleri de, yine bu bölgedeki; günümüzdeki “Salihli” ilçesi yakınlarındaki “Sardes” şehridir. Anadolu’da, Hititleri ve Frigyalıları takiben, kral Giges zamanında, MÖ.687 yılında, bağımsız bir devlet kurarlar. Kral Giges, biraz önce sözünü ettiğim gibi, ülkenin sınırlarını genişletir ve Kızılırmak’a kadar uzanır.
Çin'den başlayarak Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa'ya kadar uzanan ve dünyaca ünlü ticaret yoludur. Milattan yüzyıllar önce Mısırlılar, daha sonra da Romalılar, Çinlilerden ipek satın alırlardı. Ulaşım ise, daha sonra İpek Yolu adı verilen güzergahı izleyen kervanlarla sağlanırdı. İpek endüstrisi, eski çağlardan beri birçok milletin hayatında çok önemli bir yer tutmuştur. Uzak Doğu'dan gelen ipek ve baharat, Batı dünyası için, uluslararası ilişkilerde önemli bir rol oynamıştır. İpek, ayrıca Doğu kültürünün Batı tarafından tanınmasını da sağlamıştır. Doğu'nun ipeği ile baharatının kervanlarla batıya taşınması, Çin'den Avrupa'ya ulaşan ticaret yollarını oluşturmuştur. Orta Çağda, ticaret kervanları, şimdiki Çin'in Şian kentinden hareket ederek Özbekistan'ın Kaşgar kentine gelirler, burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerek Afganistan ovalarından Hazar Denizi'ne, diğeri ile de Karakurum Dağları'nı aşarak İran üzerinden Anadolu'ya ulaşırlardı.
Ticarette, alışverişte mal takası yerine, yani alınmak istenen malın yerine değerine uygun bir mal vermek yerine daha uygun, daha hızlı ve verimli bir araç olduğu için para ortaya çıkmıştır.
Finansal düzeni takip etmek, ödeme dengelerini kontrol etmek ülkelere ve teknik ve finansal destek sağlamak amacıyla kurulmuştur.
58. Hükümet tarafından uygulanmaya konulmuştur. Bütçe açığı kapatılacak, işsizliğe çözüm bulunacak ve vergi düzenlemeleri sağlanacaktır. Başlıca bu planlamaları ele almıştır.
2003 yılından sonra uygulanan mali politikaların ulaştığı rakamlar eski dönemlere kıyasla oldukça yüksektir. Devlet kamu harcamalarına yönelmiş aynı zamanda dış yatırımı desteklemiş, harcamalarda askeri harcamaları kısmış, eğitim harcamalarını artırmış, sosyal refahı ilke edinmiştir. Çoğu kamu kuruluşları özelleşmiş, yatırımların devlet kontrolü altında özel teşebbüsler tarafından yapılması sağlanmıştır. 2008 yılı ABD merkezli krizden büyük yaralar almadan, köklü ekonomik reformlara gidilmeden atlatılmıştır. 2013 yılında ise IMF ile olan borç stoku bitirilmiştir.